Fıkra Gibi Dolmuş Muhabbetleri

Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi. Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. Çocuklardan biri şoföre parayı uzattı:
– Abi bir öğrenci bir de Hayvan alır mısın?
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
- – Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim?
- – Şu ilerdeki caminin önünde bırakayım teyze seni…
Oğlum bu Eminönü’nden geçer mi?
- – Yok teyze biz Taksim’e çıkıyoruz.
- – Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim.
Yolcu:
– Abi Heykel’e çıkıyo mu?
Şoför:
-Yok abi, yanından geçiyo.
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
– Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?
– Ben kız değilim!
– Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.
Yolcu: – Mükemmel bir yerde inebilir miyim?
Yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuşdakilerle birlikte güler söylediğine şoför kadını indirirken:
– Buyrun size layık değil ama!
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
– Müsait bi yerde iner misiniz?
Şoför:
– Niye sen mi kullancan?
Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle Taksim’e doğru gidiyoruz. Adamın biri Beşiktaş dolaylarında gayet aceleci bir tavırla:
– Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?
Bizim şoför olaya hakim:
– Tabi abi ayıp ettin. Al götür senden kıymetli mi…
İstanbul’dayiz… Dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkıcak, elemanın biri açtı kapıyı. İçeride tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4
… Eleman hala bir umut sordu:
– Kaptan, yer var mı?
Şoför de arkasını dönüp cevap verdi:
– Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım…